Bizim Mekan
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Bizim Mekan

Gebelik annelik kadınca tüm konular.
 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 hamileligin 20.haftasındaki risk

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ReFRa
ADMİN
ADMİN
ReFRa


Mesaj Sayısı : 541
Kayıt tarihi : 17/07/09
Yaş : 35
Nerden : SAMSUN

hamileligin 20.haftasındaki risk Empty
MesajKonu: hamileligin 20.haftasındaki risk   hamileligin 20.haftasındaki risk EmptyC.tesi Tem. 18, 2009 6:27 pm

Geç kalındığında annenin de bebeğin de hayatı riske girebiliyor... Hamilelikte yüksek tansiyon dediğimiz `Preeklempsi`, genelde hamileliğin 20. haftasından sonra ortaya çıkar. Erken dönemde yakalandığında tedavisi mümkün olan, geç dönemde anne ve bebeğin hayatına mal olabilen ciddi bir hastalıktır...

Bir kadının hamile kalmadan önceki tansiyon yüksekliği ile hamilelikle beraber ortaya çıkan tansiyon yüksekliği durumu birbirinden farklıdır. Hamilelikte yüksek tansiyon tehlikelidir. Yüksek tansiyon hamilelikten önce de olabileceği gibi hamileliğe bağlı olarak da ortaya çıkabilir ve hamilelik bittikten sonra da kaybolabilir.

Preeklempsi`nin nedeni tam olarak bilinmediğinden, hamilelik öncesinde yüksek tansiyon gelişimini tahmin etme ya da önleyici bir yöntem yoktur. Tanı konduktan sonra tedavi önemlidir. Bu dönemde hekim uygun ilaç tedavilerini verecektir. Bunun dışında anne adayının beslenmesinde dikkat edeceği önemli noktalar vardır.

TUZU KONTROL EDİN

Tuz , hipertansiyon ile birebir ilişkilidir. Beslenmemizde aldığımız tuzu iyi kontrol etmek gerekir. Aslında vücudun sofra tuzuna hiç ihtiyacı yoktur. Sadece damak tadımız için tuzu isteriz. Bu nedenle mümkün olduğu kadar tuz kullanılmamalıdır. Eğer tansiyon çok yüksek seyrediyorsa tuz tamamen kısıtlanmalıdır. Hafif yükseklikler söz konusu ise o zaman yemekler tuzsuz ekmek normal tuzlu olabilir. Gereğinden fazla tuz tüketimi anne adayının ödemini de arttırdığından tuzu sınırlamak gerekir.

SEBZE MEYVE TÜKETİN

Vücudun ihtiyacı olan kalsiyum kaynakları (süt , yoğurt, peynir, ayran, cacık vs.) yeterli miktarda alındığında tansiyonun dengelenmesine yardımcı olur. Bu nedenler hamile annenin ihtiyacı olan 2-3 bardak süt veya yoğurtla birlikte 2-3 dilim peynir (ortalama 60-90 gr. ) tüketmesi yeterlidir. Her gün sebze-meyve tüketiminden 1 porsiyon fazladan yemek tansiyona bağlı gelişecek felçlerin oluşmasını engeller. Bu nedenle ana öğünlerden sebze ve salatalar, ara öğünlerden de meyveler eksik edilmemelidir. Sebzeler ve meyveler mümkün olduğu kadar taze ve mevsiminde tercih edilmelidir.

KATI YAĞDAN UZAK DURUN

Yemekler hazırlanırken kullanılan yağ miktarları ve içeriği yüksek tansiyonun düşürülmesine yardımcıdır. Bu nedenle tereyağı, kuyrukyağı, içyağ, hayvansal margarin gibi yağlar beslenmede hiç yer almamalıdır. Etlerde bulunan beyaz görünen yağlar da tüketilmemelidir. Bunun yerine bitkisel kaynaklı yağlar tercih edilmelidir. Bu yağlar arasında en uygunları soya yağı, ayçiçek yağı, mısırözü yağıdır.

EGZERSİZ FAYDA SAĞLAR

Zeytinyağı ve fındıkyağı gibi bir miktar katı yağ içeren yağlar sınırlı kullanılmalı ve pişirme işleminden geçirilmemelidir. Annenin kilosuna ve tansiyon durumuna uygun bir egzersiz programı tansiyonun yükselmesini önleyebilir. Egzersiz esnasında nabız kontrolü yapılmalıdır. Tanı konduktan so nra alınacak önlemlerle hipertansiyon korkutucu hastalık olmaktan çıkar. Beslenme, egzersiz ve ilaç kullanımı doğru programlanırsa gayet sağlıklı hamilelik geçirilebilir.

Kilo almak yarar değil zarar verir

Her ne kadar ortalama olarak alınması gereken kilo 9 - 14 kg. kadar olmalıdır dense de hamile kalan annenin alması gereken kilo annenin o an ki kilosuyla çok bağlantılıdır. "Anne eğer normal kilolu ise o zaman hamileliğin ilk 3 ayında toplam 1 kilo alması yeterlidir.

Hamile kaldığını öğrenen anne adayı doğru beslenme endişesi ile hızlı kilo alabilir. O nedenle bilinçli bir şekilde ilerlemek hem annenin hem de bebeğin sağlığı bakımından önemlidir. "Annenin kilosu olması gerekenden düşükse bebeğin sağlığı bakımından riskli olabilir.

Çok düşük kilolu bireylerde bebek düşükleri daha fazla görülmektedir. Bu nedenle düşük kiloda hamile kalan anne hemen doğru beslenme tablosuna geçip sağlıklı bir şekilde kilo almaya çalışmalıdır. Kilo alma endişesi ile yanlış ve sağlıksız, vitaminsiz besinler tüketilmemelidir. Tüketilen besinlerin besin değerleri yüksek olursa yetersiz olan vücut depoları doldurulabilir. Hamilelik boyunca hem az olan kilo tamamlanmalı hem de bu dönemde alması gereken ideal kilo alınmalıdır.

HASTALIKLARA DAVETİYE

"Anne adayı çok kilolu ise o zaman hamilelik boyunca çok dikkat edilmelidir. Alınması gereken kilo idealin alt sınırında tutulmalıdır. Gereğinden fazla kilo alınırsa doğum zorlaşabileceği doğum sonrası annenin vermesi gereken kilolar bazen depresyon nedeni olabilir.

Her sağlıklı olması gereken birey gibi kilo korumak veya ideal kilolarla hamileliği sonlandırmak için beslenmeye dikkat edilmelidir. Gereğinden fazla veya yanlış beslenmek bebek için hiçbir kazanç sağlamaz . Sadece anneye zarar verir. Gereğinden fazla kilo alımları sadece doğum ve doğum sonrasını etkilemez. Aynı zamanda birçok hastalık için de davetiye çıkarır.

Şeker hastalığı bazen ilk kez gebelikte çıkar

Şeker hastalığı çeşitli sebeplerle kan şekeri seviyesinin ayarlanamadığı bir hastalıktır. Buna bazen kandaki şekeri dengeleyen insülin hormonun yetersizliği bazen de yokluğu neden olur. Ortaya çıkış nedenleri değişse de belirtileri çok yemek yeme, sık idrara çıkma, çok su içmedir. Şeker hastalığı bazen ilk kez gebelikte ortaya çıkar. Buna gestasyonel diabet yani gebelik şekeri denir.

YEMEK SEÇİMİ NASIL OLMALI

İster önceden şeker hastası olsun ister hamilelikte şeker tanısı konsun beslenmeye çok dikkat edilmesi gerekir. Kan şekerindeki ani değişimler anne karnında bebek ölümlerine bile neden olabilir. Bu nedenle hamilelik döneminde uygulanan beslenme programı çok önemlidir. Anne adayının kan şekerinin dengede kalabilmesi için yediği besinleri şeker miktarı önemlidir. Sadece çay şekeri olarak bildiğimiz şeker değil; ekmek, pilav, makarna gibi karbonhidratlı besinler de parçalanıp şekere dönerler. Bu nedenle yemek seçimlerine dikkat edilmelidir.

ARA ÖĞÜNLER ÖNEMLİ

Ana öğünlerin dışında ara öğünler de çok önem taşır. Kan şekerini dengeler. Ama ara öğünlerde seçtiğimiz besinlerin içeriği tek başına karbonhidrat olmamalı. Yanında mutlaka proteinli bir besin de almak gerekir. Proteinli yiyecekler karbonhidratın kana geçmesini yavaşlatır. Örnek verecek olursak ekmeğin yanında peynir, makarnanın yanına ayran veya yoğurt. Bu şekilde kan şekerini kontrol etmek kolay olur.

YAĞSIZ ET SEÇİN

Seçilen karbonhidratların türüne dikkat edilmelidir. Beyaz ekmek, pirinç, makarna gibi kan şekerini hızlı yükseltecek besinler yenine kepekli ekmekler, tam tahıllı ekmekler, kepekli pirinç veya makarna, bulgur daha uygun besinlerdir. Bunlar ayrıca lifli - posalı oldukları için kana geçişleri yavaştır.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Deniz Şafak AKÇAYOĞLU
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://bebegim.forummum.com
 
hamileligin 20.haftasındaki risk
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bizim Mekan :: BEBEGİM YOLDA :: Gebelikle ilgili önemli konular-
Buraya geçin: