Dünyanın her tarafında her gün, her an gerçekleşiyor olsa da, her hamilelik bir mucizedir...
Bunun doğruluğunu anlamak için sadece şunu düşünmek bile yeterli: Küçük şirin bebeğiniz ilk başta sadece iki mikroskobik hücreden ibarettir. Birkaç hafta içinde embriyo pirinç tanesi büyüklüğüne ulaşır.
Ve sadece bir pirinç tanesi kadar olmasına rağmen, bir beyni, bir kalbi ve bir kuyruğu, evet kuyruğu vardır! Birkaç ay içerisinde kalbi güçlenir, beyni daha da gelişir ve neyse ki kuyruk kaybolur.
Dokuz ay sonra ise bu küçük pirinç tanesi ailenizin yeni üyesine dönüşmüştür.
Döllenmiş yumurtanın bebeğe dönüşüm süreci konusunda ne kadar çok şey öğrenirsek, süreç de o kadar heyecanlı bir hal alır...
İşte, kendi özel mucizenizi yaşarken sizi eğlendirecek ve ilham verecek şaşırtıcı gerçeklerden yalnızca bir kısmı!
Yaşadığınız kentte trafik sıkışıklığından şikâyetçiyseniz, bir de şunu düşünün: Yaklaşık 300 milyon sperm dölleme yarışına katılmak üzere vajinaya girer. Mukayese yapabilmeniz açısından: ABD 'nin nüfusu 300 milyondur. Ülkemizin nüfusu ise 70 milyon! Sadece 3 milyon sperm rahme ulaşmayı başaracak ve bunların da yalnızca 500 tanesi yumurtaya erişebilecektir. Nihayetinde ise yalnızca tek bir becerikli sperm yumurtayı döllemeyi başaracaktır. Tüm ABD halkının ya da ülkemizin nüfusunun yaklaşık 3 katının bir yarışmaya katıldığını ve sadece bir kişinin bitiş çizgisini geçebildiğini düşünün!
Üstelik bu spermlerin geldiği yerde çok daha fazlası da mevcut: Bir erkek yaşamı boyunca 12 trilyon sperm üretir!
Bebeğin cinsiyeti konusunda iddiaya girecekseniz, erkek bebek üzerine bahse girin, zira dünyaya gelen erkek bebek sayısı kız bebek sayısından biraz daha fazla.
Döllenmeden üç hafta sonra embriyonun kalbi atmaya başlar.
20. haftada dişi fetusun yumurtalıkları 6 milyon yumurta içerir. Ergenlikte bu sayı yaklaşık 300.000'e düşecektir.
Bebekler anne karnındaki zamanlarının çoğunu uyuyarak geçirirler. 32. haftada fetusta REM adı verilen ve rüya gördüğüne işaret eden hızlı göz hareketleri gözlenir. Fetusun rüyasında ne gördüğünü kimse bilmiyor ancak rüyalarda tekrarlayan temanın ılık suyun içinde dalgalanmak ve huzur verici bir karanlık olduğu varsayılabilir. Bilim adamları anne karnında rüya görmenin beyin gelişiminde önemli bir rol oynadığını düşünüyorlar.
Anne karnındaki 24. haftada bebekler belli bir müzik parçasını tanıyabilirler. Hatta müziğin ritmi ile birlikte hareket bile edebilirler!
Bebek 300 ayrı kemik ile doğar ancak bu kemiklerin bir kısmı daha sonra birleşir. Yetişkinlerin vücudunda ise 206 ayrı kemik bulunur.
Ultrason taramalarında doğumdan birkaç hafta önce bebeğin gülümsemeleri sıklıkla yakalanır. Ancak dünyaya gelmenin bebeklerin bu mutlu ruh halini kesintiye uğrattığı anlaşılıyor, zira bebeğin gülümsemesini yeniden görebilmek için 1-2 ay beklemeniz gerekecek. Elbette şanslıysanız ilk birkaç haftada bebeğin yüzünden gelip geçen bir gülümsemeyi yakalayabilirsiniz.
Hamileliğin ilk zamanlarında ağırlığı 7 gram civarında olan plasentanın ağırlığı bebeğin doğduğu tarihte 250–450 grama ulaşır.
Kan hacmi hamilelik sırasında %50 oranında artar (bu oran kişiden kişiye değişmekle birlikte). Ortalama bir kadının hamilelikte aldığı kiloların yaklaşık 2 kilosunu bu ilave kan hacmi oluşturur.
İnsan gözü bir milyondan fazla optik sinir bağlantısının gelişmesi ve oluşmasını gerektiren olağanüstü bir organdır. Döllenmeden altı ay sonra gelişmekte olan bebeğin gözleri ışığa karşı hassasiyet göstermeye başlar. Bebeklerin çoğu mavi gözle doğar ancak doğumdan 3 ila altı ay sonra göz rengi değişerek kalıcı rengini alır.
Bebeğin anne karnındaki jimnastik hareketleri sadece onu eğlendirmekle kalmaz, aynı zamanda gelişimi açısından önemli bir rol oynar. Bu hareketler eklem yapısının şekillenmesine ve bebeğin uzuvlarının hareket alanını tayin etmesine yardımcı olur.
Doğum tarihinde bebeğin beyninde 10 milyon sinir hücresi bulunacak... Sadece bu bile yeterince hayret verici bir durum değil mi?