Şiddetli ve düzensiz adet kanamaları miyom işareti olabilir. Özellikle rahim boşluğuna doğru büyüyen miyomlar kanama bozukluğunun sık rastlanan nedenlerinden birini oluşturur. Peki miyon tanısı ve tedavisi nasıl gerçekleşir? Şiddetli adet kanamalarının diğer sebepleri neler olabilir? İşte yanıtlar...
Anadolu Sağlık Merkezi’nden Kadın Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Fatih Güçer/in verdiği bilgilere göre, bir adet döneminde ortalama 20-60 ml. kan kaybedilir. Adet kanamasının aralıklarını ve kanama süresini belirlemek kolay ama kanama miktarını ölçmek zordur. Adet miktarının 80 ml.’nin üzerine çıkması şiddetli adet kanaması olarak nitelendirilir. Bu durumda adet kanamasının süresi uzamış veya kanama süresi 7 günle sınırlı kalmasına rağmen kanamanın şiddeti artmış olabilir. Sağlıklı kadınların yaklaşık yüzde 10-15’inde bu sorun gelişebilir. Ortalama adet sıklığı 28 günde birdir, 25 günden kısa ve 35 günden uzunsa bir problem olabilir.
Şiddetli Adet Kanaması Neden Kaynaklanır?
Adet kanamalarının şiddetli olmasının başlıca nedenleri arasında hormonal denge bozuklukları gelir. Bu tür kanama pelvik veya sistemik bir hastalık olmaksızın ortaya çıkan rahim orijinli aşırı, uzamış veya sık kanamadır. Hiçbir nedenin bulunmadığı, rahim ve rahim içinin tamamen normal yapıda olduğu, hormon ve pıhtılaşma sisteminin normal fonksiyon gördüğü bu grup, disfonksiyonel kanama bozukluğu başlığı altında toplanır. Muayenelerin 1/5’i, cerrahi girişimlerin 1/4’ü bu sebeple yapılır. Böyle bir durumda ayırıcı tanıda akla gebelik, çeşitli ilaç kullanımları, var olan sistemik hastalıklar ile miyom ve polip gibi rahme ait olan patolojik durumlar mutlaka gelmelidir. Adenomyosis denilen ve rahmin kas tabakasında endometriozis varlığı ile tanımlanan durum da şiddetli kanamaya yol açabilir. Nadiren de olsa rahim kanserinin kendisi veya öncü lezyonları da bu tip anormal kanamalara yol açabilir. Ayrıca kanın pıhtılaşmasını ve kanamanın durmasını sağlayan pıhtılaşma sistemi denge bozukluklarında da adet kanamaları şiddetli olabilir.
Kadınların Yaklaşık Yüzde 25’inde Görülür
Kadınların yaklaşık yüzde 25’inde görülen miyomlar rahmin kas tabakasından kaynaklanan iyi huylu urlar olarak tanımlanır. Gerçek bir tümör olmadıkları için de metastaz yapmaz, yani bir organa yayılmazlar. Diğer taraftan miyomlar rahimde bulundukları yerlere göre farklı bulgular verirler. Saplı olan ve karnın içerisine doğru büyüyen miyomlar kanama bozukluğuna yol açmazken, rahim duvarını tutan veya rahim boşluğuna doğru büyüyen miyomlar kanama bozukluğunun sık rastlanan nedenlerinden birini oluştururlar.
Tanı Nasıl Konuyor?
Detaylı bir hasta hikayesi alınması ve ultrasongrafik inceleme ile birçok patoloji ortaya konabilir. Altta yatan faktör miyom ise muayenede rahim büyümüş olarak bulunabilir. Poliplerin, miyomların ve kanserin tanısında rahim içine sıvı verilerek yapılan ultrason incelemeleri ile daha ileri tetkik olan histeroskopi ile rahmin içini bir kamerayla görüntüleyen işlem önemli bir yer tutar. Endometrial biopsi ile rahim içi problemlerin tanısı %96 vakada konur. Hormonal faktörlere bağlı kanamaların tanısı için hormon testlerine başvurulabilir.
Nasıl Tedavi Edilir?
Genel tedavi prensibi altta yapan patolojiye yöneliktir. Miyom söz konusu ise genç, doğum yapmamış kadınlarda miyomektomi denilen sadece miyomun çıkarılması tercih edilirken, hormonal tedaviye yanıt vermeyen ileri yaş hastalarda çocuk doğurma isteği de tamamlanmışsa, yumurtaları bırakarak sadece rahmin alınması gerekebilir. Tedaviye yanıt vermeyen aşırı kanamalarda alternatif olarak, rahmin iç yüzeyinin ısı veya elektrik enerjisinden yararlanılarak yakılması düşünülebilir.
Poliplerin rahim ağzından dışarıya çıkacak kadar büyük olanları, dibinden tutularak cerrahi olarak çıkartılabilir. Genç yaştaki kadınlarda şiddetli adet kanamaları dışında kısırlığa neden olabildikleri için cerrahi olarak çıkarılması esas tedaviyi oluşturur. Ayrıca menopoz döneminde ve menopoz sonrası dönemde poliplerin teşhisi ve tedavileri ayrı bir anlam kazanır, çünkü polipler bu dönemde kanser ile birlikte gelişebilir. Tüm poliplerde yüzde 10 oranında 1-10 yıllık süreçte kanser gelişimi de gözlendiğinden çıkarılmaları şarttır