KULLANDIĞINIZ İLAÇLARIN YAN ETKİLERİ VAR MIDIR?
İlaçların enjeksiyon yolu ile kullanımlarında, enjeksiyon yerinde küçük morluklar ve rahatsızlıklar görülebilir. Burun spreyleri ve cilt altı iğneler ise yorgunluk, kas ve eklem ağrıları ve geçici menopozal yakınmalara benzer şikayetler oluşturabilir. Gonadotropinler, yumurtalıkların aşırı uyarılmalarına neden olabilirler. Bu şekilde ortaya çıkan tabloya " Ovarian Hiperstimulasyon Sendromu denir. Bu sendrom, polikistik overlere sahip fazla sayıda yumurtası olan bayanlar için risktir. fakat bunu engellemek için bu hastalarda hmümkün olan en düşük doz ile tedavi gerçekleştirilmektedir. Bu durumun çok ciddi şekillerinde hastaneye yatarak tedavi görmeyi gerektiren tıbbi problemler oluşabilir.
KÖTÜ YANITLI OLGULARI NASIL ÖNCEDEN ANLIYORUZ?
Tüp bebek tedavisinin başarısında, elde edilen yumurtaların yeterli sayı ve kalitede olmasının önemi büyüktür.Yumurtalıklardaki yumurta sayısının ve yumurta sayısını etkileyen durumların bilinmesi, hastanın tedaviye vereceği cevabın nasıl olacağını önceden anlamamıza yardımcı olur.Kadın yaşının 35 ve üzerinde olması,aşırı kilo,sigara kullanımı,daha önceden geçirilmiş yumurtalık ameliyatları,geçirilmiş iltihabi hastalıklar, endometriosis,yumurtalık kistleri ,adet kanamasının 2. ya da 3.günü yapılan FSH düzeyinin 10 mIU/ml ,estradiol düzeyinin 75 pg/ml nin üzerinde olması,daha önceki tedavilerinde alınan kötü yanıt , kullanılan ampul sayısının fazlalığı ,rahim iç zarıyla ilgili problemlerin tespiti tedaviye kötü yanıt verecek hastaların saptanmasında yol göstericidir.
TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE UYGULANAN UZUN VE KISA PROTOKOLLER NEDİR?
Tüp bebek uygulamalarında kullanılan uzun ve kısa protokoller hastaya göre değişmektedir. Uzun protokol (long protokol) olarak belirtilen kullanım bir yandan eşit düzeyde ve aynı büyüklükte follikül gelişimini sağlarken, diğer taraftan LH denilen yumurtlamayı tetikleyen hormonun erken ve bizim kontrolümüz dışında yükselmesini önler. Bu tedavi protokolü daha çok yumurtalıklarındaki yumurta sayısı yeterli olan veya beklenenden daha fazla yumurta gelişebilecek hastalara uygulanır. Uzun protokolün diğer bir avantajı tedavi zamanının istenilen şekilde programlanabilmesidir.
Uzun protokolde tedaviye adetin 21. günü başlanır, ortalama 10-12 gün süre ile yumurta baskılayıcı ilaçlar kullanılıp, yeni adetin 3. günü yumurta geliştirmeye yarayan diğer ilaçlara başlanır ve yumurta çatlatma iğnesine kadar her ikisine de devam edilir.
Kısa protokol (short protokol) ise yumurtalık cevabı zayıf olan hastalarda tercih edilebilir. Ayrıca zaman problemi olan hastalarda tedavinin daha kısa sürede kolayca tamamlanmasını sağlamak amacı ile de kullanılan bir protokoldür. Adetin 3. günü yumurtayı geliştiren ve büyüten ilaçlara başlanır ,adetin 6-7. günü ya da yumurta belli bir büyüklüğe eriştiğinde ise çatlamayı önleyici ilaçlara başlanır. Yumurta çatlatma iğnesine kadar her iki tedaviye devam edilir.
Bizim merkez olarak tercihimiz yumurtalık rezervi normal olan ve herhangi bir zaman kısıtlaması olmayan hastalarda öncelikle uzun protokol ile başlamaktır. Ancak her iki protokol ile pek farklı olmayan gebelik sonuçları elde edilmektedir.
MİKROENJEKSİYONUN TÜP BEBEK YÖNTEMİNDEN FARKI NEDİR?
Tüp bebek yönteminde, vücut dışına alınan sperm ve yumurtalar laboratuvarda özel bir ortamda bir araya getirilerek döllenmenin kendiliğinden oluşması beklenir. Hareketleri ve dölleme kapasitesi yetersiz, az sayıda ve şiddetli şekil bozukluğu gösteren spermler yumurtayı kendiliğinden delerek döllenmeyi sağlayamazlar. Bu durumda spermler yumurta içine enjekte edilerek döllenme sağlanır. Bu işleme mikroenjeksiyon adı verilir.
ANTAGONİSTLER DAHA MI İYİDİR?
Son yıllarda geliştirilen ve kullanıma giren antagonistler, yumurtlamayı uyaran hormonun erken yükselmesini önlemek için tüp bebek tedavisinde sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır.Antagonist tedavisinde,tedavi süresi daha kısadır ,daha az dozda yumurta uyarıcı iğnelere gerek duyulur, antagonist enjeksiyonu bırakıldıktan kısa bir süre sonra hipofiz bezi eski fonksiyonunu kazanır, sıcak basması, vajinal kuruluk,isteksizlik gibi şikayetlerle karşılaşılmaz,analog dediğimiz iğnelerin uzun süre kullanımına bağlı gelişen aşırı yumurtalık baskılanması ya da alevlendirici etkiler görülmez.Gebelik sonuçları ise klasik protokol ile elde edilen sonuçlarla benzerlik göstermektedir. Özellikle kötü ya da yüksek cevaplı hastalarda avantaj sağlamaktadır.
OVER KİSTLERİN İVF'E ETKİSİ NEDİR?
Tedavi öncesi yumurtalıklarında kist saptanan hastalarda, kistin çapı 3 cm ‘den küçük ise ve kandaki estradiol hormon düzeyini yükseltmemişse tedaviye başlanabilir.Tedavi öncesi yumurtalıkları baskılamak için kullanılan analog dediğimiz iğnelerin kullanımı sırasında,bu iğnelerin alevlendirici etkisi sonucu basit kistler görülebilir.Bu kistler 3 cm’den küçük ama kandaki hormon düzeyi yüksekse kullanılan analog süresi uzatılır,3 cm’den büyük ise ,iğnenin kullanım süresi uzatıldığı halde küçülme sağlanamazsa ,bir iğne yardımıyla bu kist sıvısı çekilebilir.Yumurtalıkta yer kaplayan kitlenin mekanik etkisi ortadan kaldırılır. Kist aspirasyonu yapılan bu hastalardan daha fazla sayıda yumurta elde edilebilir.
TİB NEDİR VE HANGİ TESTLERİ YAPIYORUZ?
TİB (tekrarlayan implantasyon başarısızlığı), daha önce 3 veya daha fazla kereler yapılan tüp bebek denemeleri ile iyi embryolar transfer edilmesine rağmen gebe kalamama durumunda kullandığımız bir terimdir. Bu gibi olgularda genellikle altta yatan sebep olabilecek bazı durumları ortaya koymak için birtakım testler uygulamaktayız.
Çiftin ikisinden de istenen periferik karyotip dediğimiz genetik testler ile muhtemel kromozom problemini araştırmak
Rahim iç duvarı dediğimiz endometrium tabakasını değerlendirmek için rahim filmi (HSG) çekmek veya histeroskopi denilen operasyonu gerçekleştirmek
Kadına ait muhtemel kan pıhtılaşma sorunlarını ortaya koymak için pıhtılaşma mekanizmaları ile ilgili birtakım kan testleri istemek
Prolaktin hormonu problemlerini ve tiroid bezi kaynaklı sorunları ortaya koymak için PRL ve TSH testleri istemek
yeni bir deneme öncesi değerlendirilmesi gereken noktalardır