masumiyet gösterisine dikkat
Beni sevseydin, daha fazla televizyon seyretmeme izin verirdin’ ya da ‘Neden annem bu kadar iyi ama sen bu kadar kötüsün’ gibi sözler ve masum bakışlar, pek çok anne-baba için tanıdıktır.
Çocuğun çıkar için ebeveynlerini kullanımına bir son vermek ve ortaklığı cesaretlendirmek aslında son derece kolay.
Çocuğunuzun duygularınızı kontrol ederek yönetimi ele almaya çalışmasına dikkat edin. ‘Beni sevmiyorsun! Eğer sevseydin daha fazla televizyon seyretmeme izin verirdin. Herkesin babası ve annesi izin veriyor. Onlar çocuklarını seviyor ve sen beni sevmiyorsun!’
Bu ifadeler pek çok anne ve baba için tanıdıktır. Bu ısrarcı tutum bir yandan çocuğun başka şansının olmadığını bildiğini de gösterir. Ama gene de bu istekler evi sarsar ve birçok aile buna kızgınlıkla karşılık verir.
Çocuklar kontrol etmeyi severler, denerler ama unutulmamalıdır ki bu gibi anne babalarında hissetmek daha çok istedikleri ve ihtiyaç duydukları şeydir.
Çocuklar özgür olmaya çalışırlar. Ailelerin sınırlarını öğrenmek adına kendi çıkarları için onları kullanarak sınırlarını denerler.
Aileler de, kendi çıkarları doğrultusunda çocuklarını kullandıklarını unutmamalıdırlar. Aileler bazen, tehdit, ödül, rüşvetlerle çocuklarının davranışlarını etkilemeye çalışırlar. Zamanla çocuklar kendilerine ailelerini model almayı öğrenirler.
İlk üç yaş çocuğu bile zamanla basitçe ilgi istemek yerine, en sevdiği kitabı anne-babasına okuması için getirerek daha çok dikkat çekebileceğini öğrenir. Üzgün gözükmek ya da kanepede oturan ebeveyne sokulmak da etkili davranışlardandır.
Çıkar İçin Kullanım Nasıl Başlar
İlk beş yaşta çocukların anneleri, kendileri dışında çocuğun bakım ve gözetmini belli süre ile üstlenen yetişkinlerin ‘Senin yanında böyle davranıyor. Sen yokken çok uslu’ söylemlerini sıkça duyarlar. Bu durum annesini kontrol etmekten çok, çocuğun güvenli bir alanda duygusunu ifade edebilme kolaylığından kaynaklanır.
Bazı durumlarda kontrol etmek güvenli bir alana bakılmasından kaynaklanan olumsuzluklardır. Tüm gün boyunca okulda ya da yuvada öğretmenleri ve arkadaşlarıyla sorunsuz bir şekilde zaman geçiren ve söz dinleyen çocuk, günün sonunda annesini gördüğünde annesine bakar ve peşinden ağlamaya başlar.
Bazen anne onu kucağına alana kadar hıçkırıklarla ağlayarak kontrol edilemez. Annesi kucağına aldığında ise sanki rahatsızmış gibi kıvranır ve annesinin onu öpme hareketine başını başka tarafa çevirerek karşılık verir.
Anneler çocukların, okulda bırakılmaktan dolayı kızgın olduklarını düşünseler de aslında çocuklar annelerinin kucaklarında güvenlikte olduklarını ve sevildiklerini hissettiklerinden bu duygularını göstermeye cesaret edebilirler. Ağlarlar çünkü kendilerini güvende hissederler.
Çocuklar, ebeveynlerin birbirleriyle olan çatışmalarını da kendi çıkarları için kullanmayı tercih edebilirler. Bu onların kimin patron olduğunu ve sınırlarını test etmeleridir.
‘Annem yapabileceğimi söyledi ama sen yapamayacağımı söylüyorsun. Neden annem bu kadar iyi ve sen bu kadar kötüsün?’
Eğer bu testin sonucu tarafların birinin geri adım atmadığı bir tartışmaya dönüşüyor ise bu çocuk için işe yarar bir durumdur, ve ebeveynlerinin verilen kararlar için birbirlerine arka çıkmak yerine kavga ettiklerini keşfeder.
Eğer anlaşmazlığı ateşlendirirse, kendi istediğinin olabileceğini fark eder. Bu ona tehlikeli bir güce sahip olduğu duygusunu verir, sonuçta güvensiz ve endişeli bir çocuk gelişir.
Çıkar için kullanım, neredeyse çocuğun günün tamamında yer alır. Yemek zamanında, yemeğin, ebeveyni tarafından yerden alınıp alınmayacağını test etmek için yere atılması şeklini alır. Daha büyük bir çocuk, ‘Bu hamburgeri yemeyeceğim ama bir sandviç olsa yerdim’ diyebilir.
Bir ebeveyn ‘Tabağındakiler bitmeden tatlı yiyemezsin’ tehdidini kullanabilir. Yatma zamanında ise bir bardak daha su isteği ya da ‘Yine tuvalete gitmem gerek’ cümlesi hemen göze çarpmaz ama yatma zamanını uzatmayı sağlar. Aileler, ‘Eğer doğrudan yatağa gidersen, yarım saat daha televizyon seyretmene izin veririm’ diyerek kendi paylarına düşeni yapmış olduklarını düşünürler.
Tüm bu manevralar ve hileler güçlü bir mücadeleyi simgelerken aynı zamanda, ebeveyn ve çocuk için her iki tarafın limitlerinin sınandığı bir keşif gezisi anlamına da geliyor.
Yapar mısın sorusunu her zaman sormayın
Dürüst bir iletişim, bir ebeveynin kurabileceği en güçlü sistemdir. Çocuğun çıkar için kullanımına bir son vermek ve ortaklığı cesaretlendirmek için kullanabileceğiniz yollar ise şunlar:
1. Problem büyümeden, konuyu tartışın. Bir ebeveyn olarak nasıl davranmasını istediğinizi ve seçeneklerini ona açıkça sunun. Tartışma için bir mücadelenin ortasında olduğu zamanı değil, kontrol altında olduğu bir zamanı tercih edin.
2. Sizin sunduğunuz seçenekler içinden yaptığı seçimlere saygı duyun. Seçenekleri onun yaşına uyarlayın ve kontrolü elinizde, yaptığı seçimleri aklınızda tutun.
3. Unutmayın ki, kışkırtıcı davranışlar, çocuğun kendini ve kendi sınırlarını sınamasıdır.
4. Çocuğun olumsuz davranışlarına karşı tepkilerinizi gözden geçirin. Belki de bazı davranışlar sizi aşırı tepkiler vermeye yöneltiyordur.
5. Onun yapmasını istediğiniz şeyde ona katılın. Bu ona sadece model sunmakla kalmaz, aynı zamanda her ikinize de, birbirinizle iletişim kurabilme duygusunu hissettirir.
6. Eğer bir çocuğun bir şeyi yapmasını istiyorsanız asla ‘Şimdi, zamanı’ demek yerine ‘Yapar mısın’ sorusunu sormayın.
7. Aranızdaki ortaklık, istenilen noktaya, başarıya ulaştığında onu ödüllendirin